30 Ocak 2006

Çocuk Fotoğrafları


Mustafa ve İshak; Kudüs:
Hiç tanışmadılar ama, birbirlerinden nefret ediyorlar.
Mustafa henüz 17’sinde, İshak ise 16. Hayat onları henüz karşılaştırmadı ama kaderleri çoktan iç içe geçmiş durumda.
İkiside geleceğinden umutlu. Umut olmazsa yaşanmaz diyorlar.
İkisi de teknolojiyi yakından takip ediyor, iletişimin önemini biliyor ve bilgisayar mühendisi olmak istediklerini söylüyorlar.
Arbiy; Grozni:
Arbiy, 10 yaşında. Grozni’de yaşıyor. İki abisini savaşta kaybetmiş. Annesi yürüyemiyor. Küçük kız kardeşi Selay, henüz olanlardan bihaber, sürekli tebessüm ediyor, mahçup pembe yüzü ile.
Arbiy’ in gözlerindeki canlılığın, içindeki yaşama sevincinden, mutluluğundan olmadığını daha ilk cümlesinden anlıyorum.
“Birgün çok düşmanla karşılaşıp, hepsinin işini bitiricem”
Gözlerindeki ışık, elinden bırakmadığı tahtadan yapılmış tüfeğe benzer şey ile, içinde beslediği kinden kaynaklanıyormuş meğer. Duygularını çok açığa vurmak istemesede çok iyi anlıyorum ki seçmediği bu hayat, başkalarının kahvaltıda yediği ‘cornflakes’ kadar doğal. Yaşanacak, sonra uzun veya kısa, bitecek…
Ahmet; Bağdat:
Daha önce hiç çukulata yememişti. Ta ki Amerikalı bir subay uzatana kadar. Yediği şeyin adını hatırlamıyor, ama tadını unutamıyor. 13 yaşına kadar tatmadığı bu duygunun yerini, Amerikan uçağı düştükten sonra, ölen bir askerin cebinden çıkardığı “snickers” alıveriyor çabucak.
Burak; İstanbul:
Ortaokula başlamış bu sene. Ablası ile birlikte, trafik ışıklarında duran araba sahiplerine kağıt mendil satmaya çalışıyor. Artık tek başına bu işi yapmak zorunda, çünkü ablası bir intihar eyleminde, patlayan bombaların parçalarından yara aldı, tedavi görüyor.
Artık hayata farklı baktığını söylüyor. Eskisi gibi değilim diyor, eskiden her nasılsa. Hayallerini soruyorum, biraz farklı diyor. Sonra koşturmaca başlıyor arabaların ve renkli ışıkların arasında.
David; Newyork:
Bu sene yüksekokula başlamış. Matematik okuyor. Küçük yaşlarda, babam gibi itfayeci olucam dermiş ama, büyüdükçe bu isteğinden vazgeçmiş. Babasını 11 eylül olaylarında kaybedince, büsbütün nefret etmiş. Benim babam bir kahramandı ama hayatını kaybetti. Dünya kahramanlık yeri değil artık, herşey matematiksel diyor, uzun yaşamak adına…

Not: Bu yazım 2004 yılında elbruz dergisinde yayınlanmıştır. www.elbruz.net

Hiç yorum yok: